Türkçe | İngilizce | |
---|---|---|
Military | ||
Askeri | (silahı) doğrultmak | range f. |
Türkçe | İngilizce | |||
---|---|---|---|---|
General | ||||
Genel | doğrultmak (silahı) | aim at f. | ||
Fadil kept his gun aimed at Dania's family. Fadıl silahını Dania'nın ailesine doğrultmuştu. More Sentences |
||||
Genel | doğrultmak (silahı) | level at f. | ||
Genel | (silahı) -e doğrultmak | level at f. | ||
Military | ||||
Askeri | silahı uzaktaki bir nesneye doğrultmak | train a gun f. | ||
Hunting | ||||
Silah/Atıcılık | silahı doğrultmak | muzzle f. | ||
Silah/Atıcılık | silahı hedefe doğrultmak | extend the gun f. | ||
Silah/Atıcılık | silahı indirerek hedefe doğrultmak | muzzle down f. | ||
Silah/Atıcılık | silahı kaldırarak hedefe doğrultmak | muzzle up f. |